Son yıllarda teknolojinin
ilerlemesiyle cep telefonu kullanmayan kimse kalmadı. Özellikle akıllı cep
telefonlarının üretilmesiyle artık herkes elinden cep telefonunu düşürmez oldu.
Bilgiye ulaşmanın çok kolay olması ve sosyal medyanın kullanımının
artmasıyla cep telefonları hayatımızın büyük bir parçası haline geldi. Kafasını
cep telefonundan kaldırmayan ve internetsiz yaşamayan insan topluluklarını görmemek mümkün
değil.
Cep telefonu kullanımının
yaygınlaşmasıyla insanlar kendilerini olduğundan daha değerli hissetmeye
başladı. Sosyal medyada yaptıkları paylaşımlardan sonra gelen beğeni ve
yorumlar insanların birincil görevlerini arka plana atmasına neden oldu. Bir
öğrenci attığı bir video veya fotoğrafı ya da yaptığı bir yorumu şu kadar insan
beğendi diye öğrencilik kimliğini ikinci plana bırakıp sosyal medyayı birinci
plana koydu. Belki de ergenliğin getirdiği ilgi odağı olma isteği cep telefonu kullanımını körükleyen bir durumdu.
Artık sokaklarda önlerine bakmadan cep
telefonuna bakarak giden insanlar ve başlarına gelen kazaları sık duyar olduk. Etrafındaki uyaranları hiçe sayarak sadece cep telefonuna odaklanmış insanlar. Hâlbuki
bu durum insanların asosyalleştiğinin bir göstergesidir. İnsanlar hayatlarını cep telefonundan ibaret
olarak görür oldu. Özellikle gençler ve çocuklar cep telefonlarının esiri oldu.
Çünkü cep telefonu, onların boş zamanını değerlendirdiği, sosyal medyada
paylaşım yapıp kendilerini değerli hissettikleri ve çevrelerinde göremedikleri ilgiyi sanal dünyada sağlamaya çalıştıkları bir çıkış kapısı
olarak görülmeye başlandı.
Okullarda cep telefonu kullanımı
konusuna biraz değinmek istiyorum şimdi. Önceleri okullara cep telefonu
getirmek yasaktı ve öğrenciler gizli gizli sokmaya çalışırlardı okullara cep
telefonunu. Daha sonra cep telefonunu kullanımının daha da yaygınlaşmasıyla,
öğrencilerin okullara cep telefonu sokmasına izin verildi. Yayınlanan son yönetmeliklerle
derste cep telefonu kullanımın yasak olduğu ve disiplin cezası verileceği
belirtildi. Peki bu yasaklar acaba öğrenciler için ne kadar caydırıcı olabildi?
Öğretmenlerinin görüntülerini gizli gizli videoya alandan tutun da okulun son dönemlerinde sınıfının
resmini çekip sosyal medyada paylaşan öğrencinin öğretmeninin, utancından
emekliliğini istemesi gibi durumlarda görüldü. Öğretmenlerin en çok şikayet
ettikleri konulardan biri de öğrencilerin fazla oyun oynamaktan ders
çalışmadıkları. Zaten cep telefonu bilgisayar oyunu, messenger, konuşma,
görüntülü konuşma gibi birçok özelliği içinde topladığı için öğrenciye artık oyun
oynamak için bilgisayar değil cep telefonu yetiyor. Ailelerin çoğu da bundan
şikayetçi ve bu konuda caydırıcı önlemler alamıyorlar.
Okullarda sadece öğrenciler cep telefonu
kullanıyor yanılgısına da düşmemek
gerekir. Öğretmenler de cep telefonunu aşırı kullanan insan topluluğu içinde. Sınıfta ders işlerken cep telefonuyla konuşan ve hem dersindeki
öğrencilerine hem de mesleğine etik olarak bağlılık göstermeyen öğretmenler de
mevcut. Çoğu velimden, hocam sizi arıyoruz neden açmıyorsunuz diye şikayet
aldığım oluyor. Derste ararsanız açmamam normal cevabını verdiğimde,
haklısınız hocam diye cevap veriyorlar. Bu da onların derste cep telefonunun
açılmaması gerektiğini düşündüğünü fakat uygulamada sıkıntı olduğunu
gösteriyor. Aslında onlar da durumun farkında cep telefonunun dersten önemli olmadığının.
İnsanlar birinci görevlerini ve
kimliklerini unutmamalı. Cep telefonu kullanımı bir amaç değil araçtır.
Gerekirse yaptırım uygulayarak cep telefonu kullanımı adı altında işini ikinci
plana alan insanların önüne geçilmelidir. Cep telefonundan gelen bir haber veya
bir mesaj o an yaptığınız işten daha önemli ve değerli olmamalıdır. Kim ne
yazmış, kim ne yorum yapmış, kim kiminle beraber gibi haberlere olan merakınız
işinizin ve yapmanız gereken şeylerin önüne geçmesin. Bir zahmet merakınızı
sessize alın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder