İyi insanlardan bahsederken, çoğu kez çok merhametli ve
vicdanlıdır kelimesini kullanırız. Burada da iyi bir insanda bulunması gereken
özelliklerin başında gelen erdemlerden birinin merhamet duygusu olduğunu
görmekteyiz. Merhamettir içimizdeki şefkati ve sevgiyi karşımızdakine gösterme
yolu. Bazen bir sokak köpeğine, bazen kurumaya yüz tutmuş bir çiçeğe bazen de
değer verdiğimiz insanlara karşı merhamet gösteririz.
Ya öğretmenler, merhamet duygusuyla beslenen o kutsal mesleğin
parçaları? Onların merhametli olduğunu nasıl anlarız? Merhamet bazen, ‘Öğretmenim
anlayamadım’ diyerek kısık gözlerle bize bakan bir çocuğa usanmadan bıkmadan
tekrar tekrar anlattığımız konudur. Bazen de ödevimi yapamadım diyen bir
öğrenciye anlayışla yaklaşarak gösterdiğimiz şefkattir. Öğretmenin merhametli
olması, öğrencisine acıması değil ona değer vermesidir. Eğitimde merhamet
öğretmenin bir hamurun mayalanmasını beklerken gösterdiği sabrı öğrencinin
öğrenmesini beklerken de gösterebilmesidir. Öğretmenin öğrencisine gösterebileceği
en büyük merhamet budur belki.
Merhamet duygusuna sahip olan öğretmen öğrencinin vaktinden çalmaz ve dersinin hakkını vererek dersini işler. Dünyayı keşfetmek ve anlamlandırmak için bizim verdiğimiz eğitime ihtiyacı vardır çünkü öğrencinin. Merhametli olan öğretmen öğrencilerinin sınıf dışındaki konumlarını sınıfın kapısından içeri sokmaz. Sosyal statülerine ve ekonomik düzeylerine göre ayrım yapmaz. Bir öğretmen, pasaklı ve eski elbise giyiyor diye temiz ve düzgün elbiseler giyen öğrencilere farklı davranmamalıdır. Merhametli bir öğretmen her öğrencisine aynı derecede seven ve değer gösterendir. Peki neden biz öğretmenler merhamet duygularımızı kaybetmeye başladık? Neden annesinin, babasının sosyal statüsüne göre, okul başarısına göre ayrım yapmaya başladık öğrencilere? Bu paraya bu kadar ders anlatılır’ diyen öğretmenlere şahit olduk. Öğrencinin o yeni tanıştığı ve anlamlandırmaya çalıştığı dünyasına katamadığımız doğruları bir kenara bırakamayız. Her ayın başında aldığımız kağıt parçasına ve sosyal statümüze göre davranamayız öğrencilere. Davranırsak eğer, bu bizim merhamet duygumuzun yerini para ve statünün almaya başladığını gösterir.
Merhamet ve hoşgörü ortamı olan bir sınıfta öğrenciler, işbirliği yaparak takım ruhuyla eğitim görürler. Öğretmenini model alan öğrenciler toplumda ve çevrelerinde gördükleri güzel örnekleri sergiler. Öğretmeninin merhamet ve şefkatle yaklaştığı öğrenci, başkalarına da merhamet ve şefkatle yaklaşır. Çünkü eğitim sadece okulda sınırlı değildir ve toplumun her alanını kapsar. Öğretmenin merhametle yoğurduğu sabrı öğrencinin toplumda yararlı bir birey olmasına yardım edecektir. Belki de bir damla merhamet çoğalıp deniz derya olacaktır.
Atalarımızın bir
sözüyle bitirmek istiyorum yazımı. ’Sakın bir çiviyi küçümseme. Bir çivi bir
nalı, nal bir atı, at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu koca bir
ülkeyi kurtarır.’ Öğretmenim merhamet etmekten çekinme ve her öğrencine aynı
şefkati göster. Bu seni alçaltmaz aksine yüceltir ve değerli kılar.
Merhamet en etkili silahtır; kalbe kadar işler ve ebediyete kadar iyileşmeyecek yaralar açar. (Lavigerie)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder