22 Mart 2017 Çarşamba

Bir Damla Merhamet Belki Sandığımızdan Fazla Anlam Taşır

İyi insanlardan bahsederken, çoğu kez çok merhametli ve vicdanlıdır kelimesini kullanırız. Burada da iyi bir insanda bulunması gereken özelliklerin başında gelen erdemlerden birinin merhamet duygusu olduğunu görmekteyiz. Merhamettir içimizdeki şefkati ve sevgiyi karşımızdakine gösterme yolu. Bazen bir sokak köpeğine, bazen kurumaya yüz tutmuş bir çiçeğe bazen de değer verdiğimiz insanlara karşı merhamet gösteririz.

Ya öğretmenler, merhamet duygusuyla beslenen o kutsal mesleğin parçaları? Onların merhametli olduğunu nasıl anlarız? Merhamet bazen, ‘Öğretmenim anlayamadım’ diyerek kısık gözlerle bize bakan bir çocuğa usanmadan bıkmadan tekrar tekrar anlattığımız konudur. Bazen de ödevimi yapamadım diyen bir öğrenciye anlayışla yaklaşarak gösterdiğimiz şefkattir. Öğretmenin merhametli olması, öğrencisine acıması değil ona değer vermesidir. Eğitimde merhamet öğretmenin bir hamurun mayalanmasını beklerken gösterdiği sabrı öğrencinin öğrenmesini beklerken de gösterebilmesidir. Öğretmenin öğrencisine gösterebileceği en büyük merhamet budur belki.

Merhamet duygusuna sahip olan öğretmen öğrencinin vaktinden çalmaz ve dersinin hakkını vererek dersini işler. Dünyayı keşfetmek ve anlamlandırmak için bizim verdiğimiz eğitime ihtiyacı vardır çünkü öğrencinin. Merhametli olan öğretmen öğrencilerinin sınıf dışındaki konumlarını sınıfın kapısından içeri sokmaz. Sosyal statülerine ve ekonomik düzeylerine göre ayrım yapmaz. Bir öğretmen, pasaklı ve eski elbise giyiyor diye temiz ve düzgün elbiseler giyen öğrencilere farklı davranmamalıdır. Merhametli bir öğretmen her öğrencisine aynı derecede seven ve değer gösterendir. Peki neden biz öğretmenler merhamet duygularımızı kaybetmeye başladık? Neden annesinin, babasının sosyal statüsüne göre, okul başarısına göre ayrım yapmaya başladık öğrencilere? Bu paraya bu kadar ders anlatılır’ diyen öğretmenlere şahit olduk. Öğrencinin o yeni tanıştığı ve anlamlandırmaya çalıştığı dünyasına katamadığımız doğruları bir kenara bırakamayız. Her ayın başında aldığımız kağıt parçasına ve sosyal statümüze göre davranamayız öğrencilere. Davranırsak eğer, bu bizim merhamet duygumuzun yerini para ve statünün almaya başladığını gösterir.

Merhamet ve hoşgörü ortamı olan bir sınıfta öğrenciler, işbirliği yaparak takım ruhuyla  eğitim görürler. Öğretmenini model alan öğrenciler toplumda ve çevrelerinde gördükleri güzel örnekleri sergiler. Öğretmeninin merhamet ve şefkatle yaklaştığı öğrenci, başkalarına da merhamet ve şefkatle yaklaşır. Çünkü eğitim sadece okulda sınırlı değildir ve toplumun her alanını kapsar. Öğretmenin merhametle yoğurduğu sabrı öğrencinin toplumda yararlı bir birey olmasına yardım edecektir. Belki de bir damla merhamet çoğalıp deniz derya olacaktır.

 Atalarımızın bir sözüyle bitirmek istiyorum yazımı. ’Sakın bir çiviyi küçümseme. Bir çivi bir nalı, nal bir atı, at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu koca bir ülkeyi kurtarır.’ Öğretmenim merhamet etmekten çekinme ve her öğrencine aynı şefkati göster. Bu seni alçaltmaz aksine yüceltir ve değerli kılar.

Merhamet en etkili silahtır; kalbe kadar işler ve ebediyete kadar iyileşmeyecek yaralar açar. (Lavigerie)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder